#16 The Hobbit : The Desolation of Smaug – 2013



Yönetmen : Peter Jackson
Martin Freeman, Ian McKellen, Richard Armitage, Ken Stott, Orlando Bloom
Fantastik, Uyarlama, Macera


Shire’dan yola çıkan grup bir çok güçlüğü ve düşmanı atlattıktan sonra yeni bir zorlukla karşı karşıyadır. Erebor öncesi son zorluk olan Büyülü Orman’ın önünde ne yapacaklarını düşünürken, Gandalf aldığı korkunç haberlerin, daha da korkunç şeylere gebe olmaması adına kafileden ayrılır. Dol Guldur’da bir ölüm büyücüsü peydah olmuştur ve işaretler Orta Dünya’nın kadim düşmanının henüz yok edilemediğini göstermektedir. Gandalf bu meseleyi halletmeye çalışırken, kafile ise yola devam eder. Orman Elflerine yakalanan cüceler için yolculuğun en zor zamanları başlamıştır. Eski düşmanlıklar canlanmış, cücelerin sırrı ise cüceler için büyük bir tehlike oluşturmaya başlamıştır. Oysa göl, göl halkı, Erebor, Smaug ve arken taşı çok yakınlarındadır. Bilbo ise grubun tek çaresidir.




– Gandalf dur! Ya bu bir tuzaksa? 
+ Arkanı dön ve sakın geri gelme. Tuzak olduğundan şüphe yok.

Serinin ikinci filmi kaldığı yerden devam ederken, bir başka Orta Dünya kahramanı ile tanışıyoruz; Beorn. Masalsı hava ve Orta Dünya atmosferi devam ederken, asıl büyük hikayenin de ayak sesleri kendini iyiden iyiye hissettiriyor. Ancak ne oluyorsa oluyor ortaya çok zorlama bir karakter çıkıyor; Orman elfi Tauriel. Elfler orta dünya sevenlerinin büyük sevgisine mazharlar, üstelik Legolas da tekrar beyazperdede beliriyor ama Tauriel’in hikayeye biraz zorlama eklenmesi ve hatta hikayenin özünü baltalayacak bir aşk hikayesinin kahramanı olmaya başlayacağının anlaşılması filmi biraz boğuyor. Neyse ki cüceler kurtuluyor da Göl ahalisinden Bard’ın kayığına binebiliyorlar. Artık yeniden daha aşina olduğumuz Orta Dünya’dayız ve karşımızda yine garip bir halk var. Göl’den uğurlanan yolcular Erebor’a ulaşıyorlar ve Smaug’un bir zamanların canlı ve güzel kentini nasıl bir viraneye dönüştürdüğünü görebiliyorlar. Ardıç kuşunun zamanı geldiğinde ise Smaug ile Bilbo başbaşa kalıyor.




Ardıçkuşu kapıyı çaldığında, gri kapının yanında durun 
Durin Günü’nün son ışığı anahtar deliğinde parlayacak.
Film, ilk filme göre daha az beklentileri karşılasa da özellikle hikayenin Yüzüklerin Efendisi’ne referans veren ve “kuşku” ile izlenilen bölümleri filmi kurtarıyor. Bunun yanında Peter Jackson’un  ustalığı ile harmanlanan aksiyon, elfler ile orkların savaşı, komedi unsurunun yine çok yerinde kullanımı, cücelerin her birisinin farklı özellikleri, Erebor’u görmenin ve Smaug’un dibine kadar girmenin korkusu derken film yine akıp gidiyor ve heyecan yerini üçüncü ve final filminin hevesine bırakıyor. Bunun yanında Tauriel’in hikayesinin gideceği yerin korkusu da hep bir yerlerde baskılanıyor. Olmaz öyle saçma şey diyor Orta dünya hayranları.

 “O canavarı uyandırırsan hepimizi yok edersin.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder