Yönetmen : Richard Linklater
Ethan Hawk, Julie Delpy
Aşk, Romantik-Komedi
Paris’deki buluşmadan sonra verilen karar sonrası Jesse,
Celine ile kalmaya karar verir. İkili bu sefer Yunanistan’da ikiz ikiz
kızlarıyla beraber bir yazarın davetlisi olarak tatildedirler. Jesse sarsıcı evliliği sonrası eşiyle ayrılmış ve Celine ile
beraberliği tercih etmiştir. Ya da Celine ile olmayı tercih etmiş ve sarsıcı
evliliğini bitirmiştir. O evlilikten ona kalan tek şey çocuğudur ve çocuğu ile
çok az görüşmektedir. Onunla beraber büyüyememek Jesse için bir sorun olsa da
hem Celine hem de kız çocukları ile birlikte olmak, yeni kitabı için çalışmak
Jesse’ye huzur veriyordur.
Celine ise geldiği nokta itibariyle hayallerine ihanet etmiş
olduğunu düşünüyordur. Üstelik, iş konusunda da hiç istemediği bir şekilde
derin bir yol ayrımındadır.
Yunanistan’da koca bir masada yazar arkadaşları ve onların
aileleri ile derin, eğlenceli, tuhaf, kışkırtıcı bir sohbet sonrası Jesse ve
Celine arkadaşlarının hediyesi olan bir otel dinlencesi için yola çıkarlar.
Yürürken artık aşina olduğumuz sohbetlerine başlarlar, otel odasında ise bu
sefer pişmanlıklar, kırgınlar ve suçlamalar devreye girer.
“Gün doğumu ve gün batımı gibi. Görünüyoruz, kayboluyoruz. Bazı insanlar için çok önemliyiz. Ama aslında sadece geçip gidiyoruz.”
"Bugün trende ilk defa karşılaşıyor olsak, benimle konuşur muydum? Seninle birlikte trenden inmemi ister miydin?
Serinin son filminde Jesse ve Celine artık orta yaşlardadır.
Jesse’nin kızıl sakallarının yerini beyazlar almış, Celine ise artık hayatının
büyük bir kısmını çocuklarına adayan bir anneye dönüşmüştür ve kilo almıştır.
Viyana’da bir tren istasyonunda başlayan ve önemli kırılma anlarına tanık
olduğumuz ilişkinin Güney Mora’da yaşadığı sallantı ile beraber belki de
şimdilik Jesse ve Celine’nin hikayesine veda eder seyirci.
Mükemmel, kırgınlıkları olmayan, onu var eden insanlardan
çalmayan bir aşk yoktur. Ancak aşkın gerçekliği de burada başlar. Hayatın
gerçekliği de. Hayal ettiğin, tasarladığın, senin için mükemmel görünen aşk da
hayatta muhakkak defolarıyla gelecektir. Bu defolar biriktikçe huzursuzluk
artık kaçınılmazdır. Bu huzursuzluk anında neye sarılacaksın öyleyse? Geçip
giden zamana mı, öfkene mi, sevgine mi, gerçeğe mi?
“Senin bir sürü saçmalığına katlandım ve beni eğer sürekli geri gelecek bir köpek olarak görüyorsan orada yanılıyorsun. Ama gerçek aşk istiyorsan, işte burada. Bu gerçek hayat. Mükemmel değil, ama gerçek. Ve eğer göremiyorsan, körsün.”
Linklater tekniğine yine sadık kalmış ancak son filmde daha
fazla karakteri filme ve hikayeye katmaya karar vermiş. İyi de yapmış. Jesse’nin
yazar arkadaşları, ev sahibi ve diğer misafirleri ile bir Akdeniz sofrasında
yaptıkları sohbet de oldukça eğlenceli ve olgundu.
Linklater’in yarattığı Ethan Hawke ve Julie Delpy’nin
karakter kattığı seri de son bulmuş oldu Before Midnight ile. Seri, ağlak,
manipüle eden, derinliği olmayan aşk filmlerinden uzak sinemaseverler için
çölde bir vaha gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder