#634 Vizontele - 2001



Yönetmen : Ömer Faruk Sorak, Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ, Altan Erkekli, Cem Yılmaz
Komedi, Dram

2000. Ankara. Mithat Paşa Caddesi. Mithat Paşa Sineması. Beni sinema büyüsü ile tanıştıran ilk film. Dev ekran, mükemmel bir görüntü ve ses düzeni.  Hani gülerken karnınıza ağrılar girer, karın kaslarınız ağrır, bu durumda oturmaya devam edemezsiniz, koltuktan düşer, yerlere yıkılırsınız ya. İşte hayatımda ilk kez böylesine gülebildiğimi keşfetmiştim.

Vizontele bir komedi filmi. Ve bu iddiasında çok başarılı bir komedi filmi.  “Durum”, “olay” ve “karakter” komedisinin iç içe olduğu ve harmanlandığı bir film. Bunun yanında bulunduğu zamanın ve mekanın fotoğrafını iyi çeken, izleyiciye aktaran, dramatik unsurları da yerli yerinde kullanan bir dram filmi.

1970’li yıllarda Hakkari’de geçen öyküde küçük bir kasabaya misafir olur izleyici. Kasabanın belediye başkanı oldukça dürüst ve çalışkan bir adamdır. Hem kasabaya faydalı olmak hem aile içindeki sorunlarla başa çıkmak hem de siyasi rakiplerine ezilmemek için uğraş vermektedir. Bir gün kasabaya Ankara’dan bir televizyon gelir. Radyonun resimlisi yani. Kasabalı Zeki Müren’i hem dinleyecek hem de görebilecektir artık. Ancak Ankara’dan gelen ekip alelacele geri döner. Televizyonu yani vizonteleyi kurmak için Başkanın yardım isteyeceği tek bir adam vardır. Köyün mental problemleri olan mucidi Deli Emin.






“Buranın nesini seviyorsunuz? Çok zor buna cevap vermek. İnsan memleketini niye sever? Başka çaresi yoktur da ondan. Ama biz biliriz ki bir yerde mutlu olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen, burası dünyanın en güzel yeridir. Ama dünyanın en güzel yerini sevmezsen orası dünyanın en güzel yeri değildir. Buraya gazeteler iki gün sonra geliyor. Biz duyduğumuz bir havadise şaşırdığımız zaman büyük şehirdeki insanlar çoktan unutmuş oluyor. İşte Vizontele buna son verecek.”

Deli Emin, tek başına yaşayan, biraz tuhaf ancak mucitlik konusunda çok ileri görüşlü bir adamdır. Yaptığı icatlar sayesinde kendi hayatını kolaylaştırdığı gibi kasabalının hayatını da kolaylaştırır. Şimdi belediye başkanı Nazmi Hoca ile Deli Emin’in elele verme zamanıdır. Üstelik Vizontele artık bir iktidar savaşını da ortaya çıkarmıştır. Nazmi Hoca ne yapıp edip bu mucize aleti kasabalının hizmetine sunmalıdır. Bu esnalarda kasabada gizli aşklar yaşanmakta, ülke  ise büyük bir askeri operasyona hazırlanmaktadır.

- Reis Bey, Bedri Ağa’nın torunuyla konuştuğunu hatırlatmak isterim. 
- Bedri Ağa mı? Katırcı Bedir ne zaman ağa oldu? 
- Ne yani, hayvansever bir insandan ağa olamıyor mu? Böyle bir kaide mi var? Katırları seviyordu rahmetli


Yılmaz Erdoğan’ın çocukluk yıllarında yaşadıklarını önce senaryoya döküp, daha sonra Ömer Faruk Sorak ile beraber kamera arkasına geçmesi sonucu ortaya çıkan Vizontele her yönüyle çok başarılı bir film. Hikaye çok iyi işleniyor, oyunculuklar muazzam. Hem durum komedisi hem olay komedisi hem de karakter komedisi ile izleyiciyi sürekli olarak güldürmeyi başarıyor. Bulunduğu zamanı, bulunduğu mekanı sosyolojik, ekonomik ve kültürel yönleriyle çok iyi anlatıyor. Bir komedi filminden beklenmeyecek derecede iyi bir şekilde yapıyor bunu hem de. Giriş, gelişme ve sonuç açısından hikayenin işlenişi de çok iyi. Yılmaz Erdoğan ülkenin en iyi metin yazarlarından birisi olduğunu kanıtlıyor.




Oyunculuk konusunda da filmin eline kimse su dökemez. Altan Erkekli, Demet Akbağ gibi büyük ustalar Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Tolga Çevik, Şafak Sezer gibi yeni yıldızlar ve muhteşem tiyatrocular; Cezmi Baskın, Bican Günalan, Şebnem Sönmez, Erdal Tosun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder