Yönetmen : Ömer Faruk Sorak, Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan, Demet Akbağ, Altan Erkekli, Cem Yılmaz
Komedi, Dram
2000. Ankara. Mithat Paşa Caddesi. Mithat Paşa Sineması. Beni
sinema büyüsü ile tanıştıran ilk film. Dev ekran, mükemmel bir görüntü ve ses
düzeni. Hani gülerken karnınıza ağrılar
girer, karın kaslarınız ağrır, bu durumda oturmaya devam edemezsiniz, koltuktan
düşer, yerlere yıkılırsınız ya. İşte hayatımda ilk kez böylesine gülebildiğimi
keşfetmiştim.
Vizontele bir komedi filmi. Ve bu iddiasında çok başarılı
bir komedi filmi. “Durum”, “olay” ve
“karakter” komedisinin iç içe olduğu ve harmanlandığı bir film. Bunun yanında
bulunduğu zamanın ve mekanın fotoğrafını iyi çeken, izleyiciye aktaran, dramatik
unsurları da yerli yerinde kullanan bir dram filmi.
1970’li yıllarda Hakkari’de geçen öyküde küçük bir kasabaya
misafir olur izleyici. Kasabanın belediye başkanı oldukça dürüst ve çalışkan
bir adamdır. Hem kasabaya faydalı olmak hem aile içindeki sorunlarla başa
çıkmak hem de siyasi rakiplerine ezilmemek için uğraş vermektedir. Bir gün
kasabaya Ankara’dan bir televizyon gelir. Radyonun resimlisi yani. Kasabalı Zeki
Müren’i hem dinleyecek hem de görebilecektir artık. Ancak Ankara’dan gelen ekip
alelacele geri döner. Televizyonu yani vizonteleyi kurmak için Başkanın yardım
isteyeceği tek bir adam vardır. Köyün mental problemleri olan mucidi Deli Emin.
“Buranın nesini seviyorsunuz? Çok zor buna cevap vermek. İnsan memleketini niye sever? Başka çaresi yoktur da ondan. Ama biz biliriz ki bir yerde mutlu olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen, burası dünyanın en güzel yeridir. Ama dünyanın en güzel yerini sevmezsen orası dünyanın en güzel yeri değildir. Buraya gazeteler iki gün sonra geliyor. Biz duyduğumuz bir havadise şaşırdığımız zaman büyük şehirdeki insanlar çoktan unutmuş oluyor. İşte Vizontele buna son verecek.”
Deli Emin, tek başına yaşayan, biraz tuhaf ancak mucitlik
konusunda çok ileri görüşlü bir adamdır. Yaptığı icatlar sayesinde kendi
hayatını kolaylaştırdığı gibi kasabalının hayatını da kolaylaştırır. Şimdi
belediye başkanı Nazmi Hoca ile Deli Emin’in elele verme zamanıdır. Üstelik
Vizontele artık bir iktidar savaşını da ortaya çıkarmıştır. Nazmi Hoca ne yapıp
edip bu mucize aleti kasabalının hizmetine sunmalıdır. Bu esnalarda kasabada
gizli aşklar yaşanmakta, ülke ise büyük
bir askeri operasyona hazırlanmaktadır.
- Reis Bey, Bedri Ağa’nın torunuyla konuştuğunu hatırlatmak isterim.
- Bedri Ağa mı? Katırcı Bedir ne zaman ağa oldu?
- Ne yani, hayvansever bir insandan ağa olamıyor mu? Böyle bir kaide mi var? Katırları seviyordu rahmetli
Yılmaz Erdoğan’ın çocukluk yıllarında yaşadıklarını önce
senaryoya döküp, daha sonra Ömer Faruk Sorak ile beraber kamera arkasına
geçmesi sonucu ortaya çıkan Vizontele her yönüyle çok başarılı bir film. Hikaye
çok iyi işleniyor, oyunculuklar muazzam. Hem durum komedisi hem olay komedisi
hem de karakter komedisi ile izleyiciyi sürekli olarak güldürmeyi başarıyor.
Bulunduğu zamanı, bulunduğu mekanı sosyolojik, ekonomik ve kültürel yönleriyle
çok iyi anlatıyor. Bir komedi filminden beklenmeyecek derecede iyi bir şekilde
yapıyor bunu hem de. Giriş, gelişme ve sonuç açısından hikayenin işlenişi de
çok iyi. Yılmaz Erdoğan ülkenin en iyi metin yazarlarından birisi olduğunu
kanıtlıyor.
Oyunculuk konusunda da filmin eline kimse su dökemez. Altan
Erkekli, Demet Akbağ gibi büyük ustalar Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan, Tolga
Çevik, Şafak Sezer gibi yeni yıldızlar ve muhteşem tiyatrocular; Cezmi Baskın,
Bican Günalan, Şebnem Sönmez, Erdal Tosun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder