Yönetmen : Kwang-kyun Lee
Ryu-Seung Ryong, So Won Kal, Dal-su Oh, Man-shik Jeong, Wonk-sang Park
Komedi, Dram, Aile
7-beon-bang-ui seon-mul | Miracle in Cell no.7 - 2013
Güney Kore sinemasının mucizelerinden birisi daha. Kahkahalar eşliğinde yükselen, hıçkırıklarla biten, bittiğinde sizi koltuğunuzda yalnız bırakan ve derin düşüncelere daldıran bir baba-kız ve adalet hikayesi.
Güney Kore sinemasının mucizelerinden birisi daha. Kahkahalar eşliğinde yükselen, hıçkırıklarla biten, bittiğinde sizi koltuğunuzda yalnız bırakan ve derin düşüncelere daldıran bir baba-kız ve adalet hikayesi.
Kızını çok seven zihinsel engelli bir baba, babasını çok seven oldukça zeki
ve tatlı bir küçük kız. Ancak kader ağlarını örer ve baba korkunç bir suçun
cezasını çekmek için haksız bir şekilde tutuklanır; Çocuk kaçırma ve öldürme.
Baba idam cezası ile yargılanacaktır. Olaylardan ve sonuçlarından bihaber olan
babanın tek isteği vardır; kızı Ye-Sung’u görmek. Ye-Sung’u bir daha
görebilecek midir?
“Uzaklara gitmek istemiyorum. Sadece beni de tutuklayamaz mısınız? Lütfen”
İç burkan hikayesiyle, oyunculuklarıyla ve karakterlerin çeşitliliği ile
harika bir komedi-dram filmi. Özellikle filmin ikinci yarısından itibaren dram,
kendini o kadar iyice ortaya koyuyor ve bunu hiç zorlamadan o kadar yerli
yerinde ve kararında yapıyor ki, filmin içinde acı çeken ve elinden pek de bir
şey gelmeyen yeni bir karakter gibi hissetmeye başlıyorsunuz kendinizi.
Filmin hem senaristi hem de yönetmeni olan Hwank-kyun Lee çok
başarılı bir filme imza atarken, filmin küçük, akıllı ve güçlü kızı Ye-Sung
rolünde So Won Kal olağaünüstü bir oyunculuk sergiliyor. Zihinsel engelli baba
rolünde ise oyunculuk açısından mucizeler yaratan Ryu-seung Ryong ile
tanışıyoruz. Kore sinemasının yardımcı
oyuncularını da toplu bir şekilde görüyoruz. En dikkat çekeni elbette yine Dal-su
Oh. Oyunculuk açısından da muazzam bir film.
Hikaye, yönetmenin sinematografik becerisi ve oyunculuk kalitesi birleşince
ortaya bir “şaheser” çıkıyor adeta.
Bu şahesere hangi sinema atlayacak diye beklerken hikayeyi kopyalayan ülkenin
Türkiye olduğu haberini aldım. Fragmanları bile dönmeye başladı. Elbette
bitmeyen bir filmi eleştirmek adil bir davranış değil. Ancak sadece hikaye
yetmiyor.
Kwan-kyun Lee, çıtayı çok yüksek bir seviyeye çıkarmış durumda. Üstelik dünya sinemasından haberdar olan seyirciler için film bilinir bir film. Sadece gişe beklentisi ile film çekildiyse, Türk halkının “duygusal” yönü ağır basabilir ve film gişede çok iyi iş yapabilir ancak konu filmin hakkını vermekse yönetmenin, yapımcının, oyuncuların ve tüm ekibin çok ama çok başarılı bir iş çıkarmaları, geçmiş işlerinin çok çok üzerine çıkmaları, sosyolojik uyarlamaları çok ustaca becerebilmeleri lazım. O yüzden Türkiye’de çekilen film hem çok kolay bir yol hem de çok zor bir yol.
Kwan-kyun Lee, çıtayı çok yüksek bir seviyeye çıkarmış durumda. Üstelik dünya sinemasından haberdar olan seyirciler için film bilinir bir film. Sadece gişe beklentisi ile film çekildiyse, Türk halkının “duygusal” yönü ağır basabilir ve film gişede çok iyi iş yapabilir ancak konu filmin hakkını vermekse yönetmenin, yapımcının, oyuncuların ve tüm ekibin çok ama çok başarılı bir iş çıkarmaları, geçmiş işlerinin çok çok üzerine çıkmaları, sosyolojik uyarlamaları çok ustaca becerebilmeleri lazım. O yüzden Türkiye’de çekilen film hem çok kolay bir yol hem de çok zor bir yol.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder