#460 Seul Contre Tous | I Stand Alone - 1998


Yönetmen : Gaspar Noe
Phillippe Nahon, Blandine Lenoir
Suç, Dram

Arjantin uyruklu, tuhaf ve sıradışı Fransız Yönetmen Gaspar Noe, “Carne” adlı kısa filmi ile biranda dikkatleri üzerine çekmişti. Sert ve alışılmadık hikayeleri, alışılmadık bir tarzda ele alan yönetmenin bol ödüllü kısa filmi “Carne” yönetmenin ilk uzun metrajlı filmi “Seul Contre Teus”a da ilham verdi.

Hayata çok kötü bir başlangıç yapan, bu kötü başlangıcı istikrarlı bir şekilde devam eden “Kasap” hapishaneden çıktıktan sonra bir yolunu bulup rahatına kavuşmak istemektedir. İstemediği bir çocuğa ve istemediği bir kadına kısa bir süre katlanmak zorunda kalacak, beklentilerinin karşılanmaması yüzünden çığırından çıkacak ve başıboş bir şekilde Paris’e dönecektir. İş bulamayan, arkadaş bulamayan, kendini yalnız, çaresiz ancak öfkeli ve haklı bulan “Kasap” giderek gerçeklikten bağını koparacak, cinayetin ve hatta intiharın kıyısına yaklaşacaktır. İnsanlar, ırklar, aileler, cinsellik, kadınlar, erkekler üzerine düşünceleri onu yoldan çıkarmaya başladığında artık onun için ahlaki değerler de sıfırlanacaktır.





“Hayat koca bir boşluktur. Her zaman öyleydi ve öyle de olacak. Bensiz de devam edebilecek olan koskoca bir boşluk”

FİLMİ TERKETMENİZ İÇİN 30 SANİYENİZ VAR uyarısını yapmayı unutmuyor Gaspar Noe.
Gaspar Noe, Carne'de olduğu gibi karamsar. Çözüm yolu yok, bir umut ışığı da yok. Üstelik karaktere bu kez çok daha büyük bir yük bindiriyor. Kasap’ın kızı ile olan ilişkisinin geldiği nokta, filmi terketmemeye kararlı olan seyircileri bile ufak çaplı bir şoka uğratıyor. Giderek kötüleşen bir karakterin beynine girmeye çalışıyor, giriyor da. Bu karakterin beyninde yankılanan düşünceleri seyircinin de kulağında yankılanıyor. Gidip gelen, değişen, sarsan, saran, sert, acımasız, hüzünlü ve yalnız düşüncelerle şekillenen bir hayat ve muğlaklığa açılan bir son.

“Ölüm güzel olurdu ama herkes için yeterince kurşunum yok”
Gaspar Noe kimsenin denemediği şeyleri denemeyi, kimsenin anlatmaya cesaret edemediği hususları anlatmaya ve kendine özgü bir sinema yaratmaya devam ediyor. Hiç şüphesiz bu cesareti de “Seul Contre Tous”dan sonra iyice yerine geldi. İlk kez bir Gaspar Noe filmi izleyecek seyirci hiç şüphesiz oldukça şaşıracaktır. Filmi kapatması ya da sinema salonunu terketmesi de olası. Bu Gaspar Noe için bir sorun da değil ama. Zaten Gaspar Noe, provoke etmeyi seviyor. Anlaşılan aklında tek bir şey var; aklında dolanan “tehlikeli düşünceleri” insanlara izletmek.


Hem Carne’de hem de Seul Contre Tous’da “kasap” rolünü canlandıran Philippe Nahon, karakteri o kadar iyi yaşıyor ve yansıtıyor ki, kabul etmek gerekirse bu filmin film olmasında Philippe Nahon’un da büyük payı var.  Kasap, bir süre sessizliğe gömüldükten sonra Gaspar Noe’nin büyük yankı uyandıran filmi “The Irreversible”de tekrar karşımıza çıkacaktır. Bu da Gaspar Noe’nin onu güçlü kılan Philippe Nahon’a bir kıyağı olsa gerek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder