#751 The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford - 2007

Yönetmen : Andrew Dominik

Brad Pitt, Casey Affleck, Sam Rockwell, Paul Schnedier

 Dram, Suç, Western

Jesse James, 1800’lü yılların sonuna doğru ününe ün katmış tren ve banka soyguncusu. Tüm eyalet tarafından aranırken en yakınındaki isimlerden birisi olan Robert (Bob) Ford tarafından öldürülür. Bu temel konu etrafında ortaya çıkan bir filmin bol bol silahlı çatışma sahnesi, bol bol aksiyon içermesi, hızlı ve tempolu  bir film olması beklenebilir. Ancak öyle değil. Film, isim itibariyle zaten finalinde ne olacağını söylüyor, üstelik bu tarihi hikaye Amerikan seyircisi için sürpriz sonlu bir hikaye de değil. O yüzden yönetmen Andrew Dominik bir western filminden beklenmeyecek bir tarza başvuruyor ve hikayeyi psikolojik odaklı olarak yönetiyor, üstelik Jesse James’in sadece son zamanlarını anlatarak yapıyor. Bu bir biyografi filmi değil, Jesse James’in motivasyonu hakkında hiçbir bilgi yok.

Jesse James abisi ile birlikte son bir tren soygunu yapar ve her zaman yaptığı gibi başka bir kimlikle ve ailesi ile kendini unutturmak için yola çıkar. Ancak bu süre içerisinde ekibinin bazı üyelerinin yakalandığı haberini alır. Çok yakınından birinin kendisini ve çetesini gammazladığını düşünmektedir. Ed Miller? Dick Liddil? Charley Ford? Robert Ford?

"Çok özel biri değilsin, Bay Ford. Kendini bir maceraya kaptırmış giden bir acemisin sen de. Çizgi romanlardaki gibi bir silahlı haydut olmak istiyorsun Bunu kafandan atsan iyi edersin çünkü gereken özellikler sende yok, evlat."

Robert Ford, James çetesine büyük heveslerle katılır. Jesse James hayranıdır ve onunla beraber kendi ismini de büyütmek istemektedir. Ancak ne Jesse James’den ne de çetenin diğer üyelerinden beklediği saygıyı bir türlü göremeyecek, çetenin ayak işlerini yapan bir eleman olacaktır. Robert, asla beklediği saygıyı kazanamayacağını anlayınca planını değiştirir.

Jesse James’in şüpheler, korkular içerisinde yaşadığı dönüşümü, yolun sonunda kendinden başka kimseye güvenemeyen bir lidere dönüşmesini ve nihayetinde en büyük korkusuna meydan okuyuşunu anlatan film Robert’in de masumiyetini (!) giderek yitirmesini, korkak ve alçak Bob Ford’a dönüşmesini harika bir sakinlikle ve derinlikle anlatıyor.

"Hayatım boyunca bir hiç oldum. Hep bebektim. Asla tutulmayan sözlerin verildiği kişiydim. Ve kendimi bildim bileli, Jesse James bir ağaç gibi uluydu. Buna hazırım, Jim...Ve başaracağım da…"

Uzun uzun konuşmalar, uzun uzun bakışmalar eşliğinde ortaya her karakterin o an bulunduğu psikoloji seriliyor üstelik bunu o kadar ustalıkla yapıyor ki yönetmen kısa süre içerisindeki karakter dönüşümlerini seyirci rahatlıkla kavrayabiliyor. Bu dönüşümün nedenlerini de elbette.

Amerikan tarihinin en ünlü haydutlarından birisi olan Jesse James rolünde Brad Pitt var. Yine en az Jesse James kadar bilinen ama ona duyulan saygının zerresini bulamayan Robert (Bob) Ford rolünde ise Casey Affleck var. Brad Pitt, yapımcısı da olduğu filmin bütün unsurlarını çok iyi özümseyerek harika bir Jesse James portresi ortaya koyuyor, Casey Affleck de Brad Pitt’den geri kalmıyor ve Bob Ford performansını zirveye çıkarıyor.

Hem oyunculuklar hem de yönetmenlik açısından son derece iyi bir film. Ancak filmi çok daha iyi bir film yapan başka unsurlar da var. Görüntü yönetimi muazzam, sanat yönetimi çok başarılı ve film müzikleri tam anlamıyla filmin ruhuna uygun.

Çok bilinen bir öykünün, klasik western tarzına çıkılarak anlatıldığı, hikayenin sonunun değil, gelişiminin önemli olduğu, harika manzaraların sunulduğu, müziğin içinize işlediği The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford, nadide bir sanat eseri.