#64 No Country For Old Men - 2007




Yönetmen : Ethan Coen & Joel Coen
Josh Brolin, Tommy Lee Jones, Javier Bardem, Kelly MacDonald, Woody Harrelson
 Aksiyon, Gerilim


Coen kardeşlerin, Simple ile başlayan, Fargo ile sağlam bir zemine oturan, The Big Lebowski ve The Man Who Wasn’t There ile çizgisinde ilerleyen sinematografilerinin zirvesi olan No Country For Old Men, “tamamen kurtulmanın bir yolu yok” mottosu, karakterleri, hikayenin inşası, kurgusu  ve anlatım tekniği ile tam anlamıyla bir başyapıt.

"Çok aptalca bir şey yapmaya gidiyorum ama yine de gidiyorum. Dönmezsen anneme onu sevdiğimi söyle. -Senin annen öldü Llewellyn. -O zaman ben kendim söylerim."

Llewellyn, karısı ile bir karavanda yaşayan, emekli olduktan sonra da avcılık yapan bir adamdır. Bir gün av sırasında tuhaf bir manzara ile karşılaşır. Bir anlaşmazlık sonucu ortaya çıkan manzarada yerde ölüler, kamyon kasasında ise uyuşturucular yatmaktadır. Anlaşılan uyuşturucu çeteleri yaşamın oldukça uzağında bu yerde buluşmuşlar, sonra ne olduysa olmuş anlaşamamışlar ve birbirlerini katletmişlerdir. Llewellyn, avcılık yeteneğini kullanarak paranın çok da uzakta olmadığını anlar ve bir çanta içinde milyonlarca doları ele geçirir. Eve döndükten sonra yapmaması gereken aptalca bir şey yapacak ve kötü adamlar dünyasının en kötü ve en tuhaf adamını peşine takacaktır. O adamın adı da Anton Chigurg’dur.  Zeki, duygusuz, acımasız ve usta bir katil. Onun elinden kurtulmak kolay olmayacaktır.




Şerif Ed Tom Bell bütün olaylar yaşandıktan sonra olay yerine gelir. Neler olduğunu anlamıştır. Lleewlly’in ne yaptığını ve peşindeki adamın nasıl birisi olduğunu kavramıştır. Ancak bazen yapılacak en iyi şeyin olayları uzaktan izlemek olacağını düşünmektedir.



Coen kardeşler; göstermeyi, konuşturmayı, işaret etmeyi sevdikleri filmlerinin bütün iyi özelliklerini aldıktan sonra No Country For Old Men’de  yeni bir özellik kullanmışlar; Tahmin ettirmek. Filmin en kritik sahnelerinde ne olduğunu göstermemişler sadece sonrasını göstermişlerdir. Ancak seyirci orada neler yaşandığını çok iyi anlamıştır. Bunun yanında “tamamen kurtulmanın bir yolu yok” mottosunu o kadar incelikli işlemişlerdir ki, kötülüğe bir kez bulaştıktan sonra asla umut ettiğiniz gibi olmayacağını göstermişlerdir.  Filmin sonu ise bilinmeyenlerle doludur.




Uğruna onlarca insanın öldüğü bir çanta dolusu para nerededir? Carla Jean Moss ile Anton Chigurg’un karşılaşmalarının sonucunda ne olmuştur? Coen kardeşler burada cevapları seyirciye bırakmıştır.

Filmin çok özel bir kadrosu var. Her karakter ise incelikli işlenmiş. Özellikleri, ne yaptıkları ve ne yapabilecekleri konusunda hepsi “tahmin” edilebilir karakterler. Ancak Javier Bardem’in hayat verdiği Anton Chigurg karakteri her anlamıyla muazzam bir karakter. Kötü adamlar dünyasının en kötü ve en tuhaf kötü adamı.

Filmin, Coen kardeşlerin diğer iyi filmlerindeki iyi özelliklerinin hepsini bir arada topladığını söylemiştim. Anton Chigurg karakteri de Fargo filmindeki Gaear karakteri üzerinden oluşturulmuş gibi. Ancak ondan çok daha kötü ve ondan çok daha akıllı bir kötü adamla karşı karşıyayız. Yine Fargo ile yazdığım yazıda Hitchcock’dan alıntı yaparak şunu söylemiştim; "Kötü adam ne kadar başarılıysa film de o kadar başarılıdır". Tekrar gibi olacak ama tarihin en kötü ve en tuhaf kötü adamı Anton Chigurg olsa gerek

No Country For Old Men, kötü adamıyla, hikayenin akışı ile en çok Fargo’ya benziyor desem yeridir. Ancak filmde Simple Blood’dan, The Man Who Wasn’t There’den hatta Big Lebowski’den esinlemeler olduğunu görmek mümkün.

No Country For Old Men hem Coen kardeşlerin en iyi filmi hem de kesinlikle sinema dünyasının başyapıtlarından biri.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder