Yönetmen : Chan-wook Park
Ha-kyun Shin, Kang-ho Song, Doona Bae
Dram, Gerilim
Kore Sineması ile ilk ilişkim 2009 yılının karlı yılbaşı
gecesinde, Hakkari’de başladı. Britney Spears’ın “Womanizer” klibi televizyonda
oynamaya başlayınca tüm askerlerin sus pus olduğu gazinoda rastladım ilk Kore
filmlerine. Kolamızı, cipsimizi, çikolatalarımızı almış yılbaşı muhabbetindeydik
askerdeki arkadaşlarımızla. Vakit vardı, konuşacak çok şey de. Bir
arkadaşımızın Uzakdoğu tatilinde yaşadıklarını ağzımız açık dinliyorduk, sonra
konu birden sinemaya geldi oradan da Kore sinemasına. “Çok şey kaçırıyorsunuz”
dedi bir arkadaş. “Kore sineması muhteşemdir” diye devam etti. Ve anlatmaya
başladı. Bir sinemasever olarak konuya iyice kilitlenmiştim. Birliğe teslim
olalı 20 günden fazla olmuştu ve Womanizer klibi haricinde izlediğimiz tek şey,
nasıl olduysa orada olan “Mr. And Mrs Smith” filminin DVD’siydi. O anlattıkça ben dinledim, o anlattıkça ben
liste yaptım. Asker dönüşü ilk işim Kore sinemasına dalmak olacaktı.
Tahmin edersiniz ki listenin en başında “Old Boy” vardı.
Bokseuneun naui geot, Chan-wook Park’ın intikam üçlemesinde
Oldeuboi’den önce çektiği filmdi. Oldeuboi (Old Boy) beni öylesine etkiledi ki,
ilk işim üçlemenin geri kalan filmlerini
izlemek oldu.
Chan Wook Park çaresizlik içinde bir aile portresi ile
başlıyor filme. Böbrek nakli bekleyen kız kardeşi acılar içinde kıvranırken bu
duruma daha fazla dayanamayan Ryu, çareyi mafyadan böbrek satın almada görür.
Mafyaya verilecek parayı bulmak için de zengin bir adamın kızını kaçırır ve
fidye ister. Tüm bu çetrefilli işleri yaparken ona tuhaf bir terör örgütünün
önemli bir üyesi olan kız arkadaşı yardım edecektir. Ancak işler planlandığı
gibi gitmez. Ryu artık hem kaçmak hem de kovalamak zorundadır.
Çaresizlik ile başlayan film, intikamlarla dolu bir hikayeye
evrilirken, izleyenlerin sinirlerini yıpratmaya ve germeye başlıyor.
Şaşırtıyor, ürkütüyor ve korkutuyor. Chan-wook Park bir nevi insanın içindeki
intikam dürtüsünün nasıl harekete geçtiği konusunda birbiriyle bağlantılı
tezler yazıyor ve bu intikam sarmalının sonunu önemli bir yargıyla bağlıyor.
Bir röportajında “İntikam” odaklı üçleme için motivasyonunu
şöyle açıklıyor
“İntikam muazzam bir enerji ve tutku gerektiren bir duygu. İntikam peşinde koşan kişi, günlük hayatındaki her zevki bir kenara atmak zorunda. İntikam duygusu başka bir tür zevk getiriyor ama sonunda bu zevk hiç bir işe yaramıyor. İntikam peşinde koşan kişi amacına ulaşıp intikamını alsa bile bu uğurda kaybettiklerini geri getiremiyor. İşte intikam duygusunda böyle büyük bir paradoks var. İnsanın bütün enerjisini ve tutkusunu sonunda hiçbir yere ulaşmayan bir olaya odaklaması beni çok çekiyor.”
Filmin odak noktasındaki Ryu karakterini Ha-kyun Shin
canlandırıyor. Tuhaf renkli saçı ile Ryu çaresizliği-intikam duygusunu, iyi ile
kötü arasındaki ince çizgiyi izleyiciye çok iyi yansıtıyor. Chan Wook Park’ın
en çok güvendiği isimlerden birisi olan Kang-ho Song ise kızı kaçırılan çaresiz
baba rolünde. Çaresizlik-intikam duygusu, iyi ile kötü arasındaki çizgide o da
sık sık gidip geliyor. Hikayenin en ilginç karakteri ise Yeong-Mi rolünde Doona
Be. Hem çok güzel hem çok tuhaf hem de çok tehlikeli.
Chan wook Park hikayeyi biçimlendirmede, toplamada ve finali
yapmada oldukça mahir. Şiddetin dozajını arttırdığı sahnelerle izleyiciyi
hikayeye iyice yaklaştırıyor.
Chan Wook Park “intikam” odaklı ilk hikayesi ile yönetmenlik
çizgisini iyice yükseltecek, serinin ikinci filmi Oldueboi ile her anlamda
zirveyi görecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder