#620 Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü? – 2006



Yönetmen : Ezel Akay (Ezop)
Haluk Bilginer, Beyazıt Öztürk, Güven Kıraç, Şebnem Dönmez, Ayşen Gruda
Tarihi, Komedi, Müzikal


Ezel Akay nam-ı diğer Ezop’un şahane filmi.

Ezel Akay’ın senaryosunu Levent Kazak ile beraber yazdığı “Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü?” filminde, olaylar 14. Yüzyılın başında Osmanlı Devleti’nin yeni başkenti Bursa’da geçiyor.

Dört temel karakter üzerinde ilerleyen film, ortaya çıkışları ve akıbetleri hala tartışmalı bir mevzu olan Hacivat Karagöz meselesinin odağında,  o tarihlerde yeni filizlenmeye başlayan büyük bir imparatorluğun doğuşuna alışık olunmayan bir gözle bakıyor. Aynı zamanda  o dönemin sosyal ve siyasi dokusuna sert ve istihza dolu bir bakış atıyor. Elbette Ezop filmlerine yakışır bir masalsı atmosferle.

Dört temel karakter demiştik.
Karagöz rolünde Haluk Bilginer, Hacivat rolünde ise Beyazıt Öztürk var. Karagöz masum ve saf Anadolu köylüsünü, Hacivat ise görmüş geçirmiş şehirliyi temsil ediyor. Bir diğer önemli karakter ise Ayşe Bacı (Şebnem Dönmez). Ayşe Bacı ve arkadaşları dönemin kadınını ve kadının toplumdaki rolünü anlatıyor. Ve kilit adam; Pervane. Çürümüşlüğü, kokuşmuşluğu, güç sarhoşluğunu temsil ediyor Pervane. Güven Kıraç da Pervane’nin hakkını fazlasıyla veriyor.





Karagöz’ün saflığı ve dili ile Hacivat’ın temkinliliği ve dili arasındaki farklılık o dönemdeki toplumun resmini çizmeye başlıyor.  Ayşe Bacı ile beraber, fetih edilen topraklardaki “İslamlaşma” ve kadın da toplum resmine eklenmeye başlıyor. Pervane ve Ahi’ler toplaşmaya başlıyor hikayede. Ticaret hayatı, bürokrasi, siyaset, çıkar ilişkileri de somutlaşmaya başlıyor iyice.

Ezel Akay’ın, masalcılığı ve müzikal çabası yine takdire şayan. Ancak çabası sadece masalcılık ile sınırlı değil. Hikayenin geçtiği dönemi çok iyi anlatabilmek ve seyirciyi o dönemin içine koyarak izlemesini sağlamak için derin tarihi araştırmalar yaptığı çok açık. Ancak burada bir sorunla karşılaşacaktır Ezel Akay. İnandığımız ve kabul ettiğimiz tarih, kendimizi nasıl gördüğümüzle alakalıdır çoğu zaman. Dolayısıyla yaptığımız tarih okumaları farklı kaynaklardan, farklı şekillerde sonuçlar çıkarır ortaya. Biz de en çok inandığımız/sevdiğimiz tarihi gerçek olarak kabul ederiz. Şüphesiz Ezop da öyle yaptı. Ancak bu anlamda yerleşik tarih yargılarına ters gelen bu Ezop tarihi, “Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü?”nün tepki çekmesine neden oldu. Bu cesur, alışılagelen/sevilen tarihin dışında anlatılan tarih, tarih filmleri deyince kahramanlık filmleri anlayan bir toplum için kolay hazmedilecek bir tarih değildi. Ancak sanat bunun için yok mudur? Sarsmak, sersemletmek, soru sordurmak, kafaları karıştırmak ya da daha netleştirmek. Ezel Akay hepsini birden yapmış. Bu yanıyla da çok müstesna bir film.

Ezel Akay ve ekibi çok çalışmış. Filmin geçtiği Bursa şehrini temsil etmek için dönemin tarihi dokusuna uygun yeni bir şehir inşa edilmiş. Hikayenin geçtiği zamanlarda o topraklarda yaşayan insanlar, konuştukları ağızlara, giydikleri kıyafetlere kadar netleştirilmiş… Derler ki bu film için “6 yılımı verdim ben bu filme” demiştir Ezop.



Hikayenin ya da filmin bu özelliklerinin yanına muhakkak çok zeki bir film olduğunu da eklememiz gerekiyor. Filmin en başından son sahnesine kadar keskin bir zeka karşılıyor bizi. Çok anlaşılır bir mizahın yanına çoğu zaman kara mizah da çok iyi eklemleniyor. Kahkahalar attıran sahneler yanında uzun uzun düşündüren sahneler de var ve kararınca.

“Teyatroonnn… İyi bilirün. Yalnuz eski dadu kalmamuştur”

Ve elbette müzikler. Müzikal tarzın ülkemizdeki en büyük temsilcisi Ezop’un böyle bir filmde “basit” işler yapmayacağı çok açıktı, ancak müzik konusunda zirve yapmış “Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü?”

yüklenüp karanluğu, ışıklara yürürün,
yıldızlaru aş edüp, rüyalara yürürün,
göç dedüğün heç bitmez, bilünmeze yürürün...

gurbettür melmeketüm, yanluzluğa yürürün...

uyurkene yürürün, külerkene yürürün,
yağmurlarla yürürün, özlerkene yürürün,
doğarkene başladu, büyürkene yürürün,
çaruklarun aşındu, ölürkene yürürün,

kalmak istedü yaşlu, eksülerek yürürün,
bübek istedü gelmek, çoğalarak yürürün,
göç dedüğün heç bitmez, bilünmeze yürürün...

ev dedüğün heç durmaz, yol sırtunda yürürün...

közel kızlar gülüştü, gülücükle yürürün,
durmak isterün elbet, dururkene yürürün,
canum istedi memüş, özlerkene yürürün,

çaruklarun aşındu, ölürkene yürürün... 

Gelelim oyunculuklara… Büyük oyuncu Haluk Bilginer Karagöz’ün hakkını vermiş. Pervane rolünde ise Güven Kıraç muhteşem bir Pervane olmuş. Hacivat gibi zor bir rolün üstesinden gelen Beyazıt Öztürk, bana sorarsanız bütün kariyerinin en başarılını işini yapmış. Şebnem Dönmez de başarılı oyunculuğu ile bazı tartışmalara son noktayı koymuş adeta. Filmde sırıtan tak bir karakter göremedim açıkçası. Her filminde ufak da olsa kendine bir rol kapan Ezop, bu filmde de oyunculuğunu konuşturmuş ve Eşrefoğlu Beyi olmuş. Anlayacağınız, Ezop ve ekibi casting anlamında da büyük iş çıkarmış.

Türk sinema tarihinin en müstesna, en iyi ve en cesur filmlerinden birisi olan Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü’nün  maddi anlamda büyük bir başarısızlığa uğradığını söylesem şaşırmazsınız herhalde. Bu büyük ekip, ve filmin meşakkatli yapım aşaması elbette büyük bir maliyet koyacaktı ortaya. Bu maliyeti karşılaması isin çok izlenmesi ve herkesçe çok çok övülmesi gerekiyordu.  Ama  ters ve tuhaf bir filmdi bu film. Hem filmin sonunu baştan söylüyordu bu film(!) Elbette bu topraklarda karşılığını alamadı ve film finansal açıdan resmen battı.  Finansal tarafını Ezel Akay düşünsün artık. Ama çok yaşasın Ezel Akay. Bana böyle bir film izlettirdiği ve Türk sinemasında böyle filmler de yapılabiliri gösterdiği için.

Türk sinemasının büyük yönetmeni Metin Erksan’ın şu tarifi ile bitirelim filmi

"Çoşturucu, heyecanlandırıcı, çarpıcı, kışkırtıcı, korkutucu, düşündürücü… öğretici, çılgınca güldürücü, sevinçten/kederden ağlatıcı, eğlendirici, estetikçi, etikçi  111 yıllık Türk Sinemasının en istisnai filmi”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder