Yönetmen : Ezel Akay (Ezop)
Haluk Bilginer, Beyazıt Öztürk, Güven Kıraç, Şebnem Dönmez, Ayşen Gruda
Tarihi, Komedi, Müzikal
Ezel Akay nam-ı diğer Ezop’un şahane filmi.
Ezel Akay’ın senaryosunu Levent Kazak ile beraber yazdığı “Hacivat
ile Karagöz Neden Öldürüldü?” filminde, olaylar 14. Yüzyılın başında Osmanlı
Devleti’nin yeni başkenti Bursa’da geçiyor.
Dört temel karakter üzerinde ilerleyen film, ortaya çıkışları
ve akıbetleri hala tartışmalı bir mevzu olan Hacivat Karagöz meselesinin
odağında, o tarihlerde yeni filizlenmeye
başlayan büyük bir imparatorluğun doğuşuna alışık olunmayan bir gözle bakıyor.
Aynı zamanda o dönemin sosyal ve siyasi
dokusuna sert ve istihza dolu bir bakış atıyor. Elbette Ezop filmlerine yakışır
bir masalsı atmosferle.
Dört temel karakter demiştik.
Karagöz rolünde Haluk Bilginer, Hacivat rolünde ise Beyazıt
Öztürk var. Karagöz masum ve saf Anadolu köylüsünü, Hacivat ise görmüş geçirmiş
şehirliyi temsil ediyor. Bir diğer önemli karakter ise Ayşe Bacı (Şebnem
Dönmez). Ayşe Bacı ve arkadaşları dönemin kadınını ve kadının toplumdaki rolünü
anlatıyor. Ve kilit adam; Pervane. Çürümüşlüğü, kokuşmuşluğu, güç sarhoşluğunu
temsil ediyor Pervane. Güven Kıraç da Pervane’nin hakkını fazlasıyla veriyor.
Karagöz’ün saflığı ve dili ile Hacivat’ın temkinliliği ve dili
arasındaki farklılık o dönemdeki toplumun resmini çizmeye başlıyor. Ayşe Bacı ile beraber, fetih edilen
topraklardaki “İslamlaşma” ve kadın da toplum resmine eklenmeye başlıyor.
Pervane ve Ahi’ler toplaşmaya başlıyor hikayede. Ticaret hayatı, bürokrasi, siyaset,
çıkar ilişkileri de somutlaşmaya başlıyor iyice.
Ezel Akay’ın, masalcılığı ve müzikal çabası yine takdire
şayan. Ancak çabası sadece masalcılık ile sınırlı değil. Hikayenin geçtiği
dönemi çok iyi anlatabilmek ve seyirciyi o dönemin içine koyarak izlemesini
sağlamak için derin tarihi araştırmalar yaptığı çok açık. Ancak burada bir
sorunla karşılaşacaktır Ezel Akay. İnandığımız ve kabul ettiğimiz tarih,
kendimizi nasıl gördüğümüzle alakalıdır çoğu zaman. Dolayısıyla yaptığımız tarih
okumaları farklı kaynaklardan, farklı şekillerde sonuçlar çıkarır ortaya. Biz
de en çok inandığımız/sevdiğimiz tarihi gerçek olarak kabul ederiz. Şüphesiz
Ezop da öyle yaptı. Ancak bu anlamda yerleşik tarih yargılarına ters gelen bu
Ezop tarihi, “Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü?”nün tepki çekmesine neden
oldu. Bu cesur, alışılagelen/sevilen tarihin dışında anlatılan tarih, tarih
filmleri deyince kahramanlık filmleri anlayan bir toplum için kolay
hazmedilecek bir tarih değildi. Ancak sanat bunun için yok mudur? Sarsmak,
sersemletmek, soru sordurmak, kafaları karıştırmak ya da daha netleştirmek.
Ezel Akay hepsini birden yapmış. Bu yanıyla da çok müstesna bir film.
Ezel Akay ve ekibi çok çalışmış. Filmin geçtiği Bursa
şehrini temsil etmek için dönemin tarihi dokusuna uygun yeni bir şehir inşa
edilmiş. Hikayenin geçtiği zamanlarda o topraklarda yaşayan insanlar,
konuştukları ağızlara, giydikleri kıyafetlere kadar netleştirilmiş… Derler ki
bu film için “6 yılımı verdim ben bu filme” demiştir Ezop.
Hikayenin ya da filmin bu özelliklerinin yanına muhakkak çok
zeki bir film olduğunu da eklememiz gerekiyor. Filmin en başından son sahnesine
kadar keskin bir zeka karşılıyor bizi. Çok anlaşılır bir mizahın yanına çoğu
zaman kara mizah da çok iyi eklemleniyor. Kahkahalar attıran sahneler yanında
uzun uzun düşündüren sahneler de var ve kararınca.
“Teyatroonnn… İyi bilirün. Yalnuz eski dadu kalmamuştur”
Ve elbette müzikler. Müzikal tarzın ülkemizdeki en büyük
temsilcisi Ezop’un böyle bir filmde “basit” işler yapmayacağı çok açıktı, ancak
müzik konusunda zirve yapmış “Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü?”
yüklenüp karanluğu, ışıklara yürürün,
yıldızlaru aş edüp, rüyalara yürürün,
göç dedüğün heç bitmez, bilünmeze yürürün...
gurbettür melmeketüm, yanluzluğa yürürün...
uyurkene yürürün, külerkene yürürün,
yağmurlarla yürürün, özlerkene yürürün,
doğarkene başladu, büyürkene yürürün,
çaruklarun aşındu, ölürkene yürürün,
kalmak istedü yaşlu, eksülerek yürürün,
bübek istedü gelmek, çoğalarak yürürün,
göç dedüğün heç bitmez, bilünmeze yürürün...
ev dedüğün heç durmaz, yol sırtunda yürürün...
közel kızlar gülüştü, gülücükle yürürün,
durmak isterün elbet, dururkene yürürün,
canum istedi memüş, özlerkene yürürün,
çaruklarun aşındu, ölürkene yürürün...
Gelelim oyunculuklara… Büyük oyuncu Haluk Bilginer Karagöz’ün
hakkını vermiş. Pervane rolünde ise Güven Kıraç muhteşem bir Pervane olmuş.
Hacivat gibi zor bir rolün üstesinden gelen Beyazıt Öztürk, bana sorarsanız
bütün kariyerinin en başarılını işini yapmış. Şebnem Dönmez de başarılı
oyunculuğu ile bazı tartışmalara son noktayı koymuş adeta. Filmde sırıtan tak
bir karakter göremedim açıkçası. Her filminde ufak da olsa kendine bir rol
kapan Ezop, bu filmde de oyunculuğunu konuşturmuş ve Eşrefoğlu Beyi olmuş. Anlayacağınız,
Ezop ve ekibi casting anlamında da büyük iş çıkarmış.
Türk sinema tarihinin en müstesna, en iyi ve en cesur
filmlerinden birisi olan Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü’nün maddi anlamda büyük bir başarısızlığa
uğradığını söylesem şaşırmazsınız herhalde. Bu büyük ekip, ve filmin meşakkatli
yapım aşaması elbette büyük bir maliyet koyacaktı ortaya. Bu maliyeti
karşılaması isin çok izlenmesi ve herkesçe çok çok övülmesi gerekiyordu. Ama ters ve tuhaf bir filmdi bu film. Hem filmin
sonunu baştan söylüyordu bu film(!) Elbette bu topraklarda karşılığını alamadı
ve film finansal açıdan resmen battı. Finansal tarafını Ezel Akay düşünsün artık.
Ama çok yaşasın Ezel Akay. Bana böyle bir film izlettirdiği ve Türk sinemasında
böyle filmler de yapılabiliri gösterdiği için.
Türk sinemasının büyük yönetmeni Metin Erksan’ın şu tarifi
ile bitirelim filmi
"Çoşturucu, heyecanlandırıcı, çarpıcı, kışkırtıcı, korkutucu, düşündürücü… öğretici, çılgınca güldürücü, sevinçten/kederden ağlatıcı, eğlendirici, estetikçi, etikçi 111 yıllık Türk Sinemasının en istisnai filmi”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder