Yönetmen : Wolfgang Petersen
Eric Bana, Orlando Bloom, Brad Pitt, Diane Kruger
Tarihi, Aşk, Dram
2018 Ağustos’unda 55.sini düzenlenen Truva Festivali’nde özel bir program vardı. Dünyaca ünlü sanatçı Fazıl Say, Truva Sonatı’nı bestelemişti ve dünyada ilk kez Çanakkale’de bu eserini sunacaktı. Oradaydım. Yaklaşık 40 dakikalık bu eseri pür dikkat dinlerken, gözümün önüne 2004 yapımı Troy filminin sahneleri geliyordu. Müzikle ve film sahneleri ile Truva hikayesini yeniden yaşadım.
Troy filmi listemde vardı ama bu kadar erken yazmayı
planlamıyordum. Hem Truva Sonatı’nın etkisi, hem filmde kullanılan Truva Atı’nı
nerdeyse her gün Çanakkale’de görmem, Çanakkale günlerinde bu filmi yazmamı
işaret ediyordu.
Dünya tarihinin en çok bilinen savaşlarından biri olan Truva
Savaşı, bir Yunan Kralı olan Menelaus’un karısı Helen ile Truva prensi Paris’in
yasak aşkı yüzünden yaşanır. Menelaus abisi olan güçlü imparator Agamemnon’dan
intikam için yardım ister. Agamemnon, Truva’ya saldırmaya dünden razıdır ve
artık sağlam da bir bahanesi vardır. Agamemnon’a göre “İmparatorluklar barış
yaparak değil, savaşarak büyürler”. Truva cephesi her ne kadar bu aşkı
onaylamasa da artık iş işten geçmiştir ve Paris, Helen’i kaçırarak Truva’ya
getirmiştir. Truvalılar olası bir savaşta hiç aşılamamış olan surlarına ve
büyük komutanları Hector’a güvenmektedirler ve bir de Tanrılarına (!)
Yunanlılar Truva’yı kuşatırlar. Truvalılar ise şehirlerini
savunurlar. Büyük yunan savaşçısı Achilles, Yunan tarafında savaşmaktadır ve
Hector ile Achilles’in karşı karşıya gelmesi uzun sürmeyecektir. Bazı savaşlar
savaş meydanlarında kanla ve mücadele ile kazanılırken, tarihin en ünlü hilesi
ile Truva şehri Yunanlılar’ın eline geçer.
Homeros’un İlyada ve Odessa kitaplarında anlattığı bu tarihi
savaşı, senaryolaştıran David Beniof oldu. Yönetmenlik koltuğunda ise bir usta
var; Wolfgang Petersen. Wolfgang Petersen, hikayenin hızını ayarlamakta oldukça
başarılı. Dekorlar ve özellikle Truva şehri konusunda oldukça titiz çalışmış; bu
titizlik zırhlardan, kostümlere kadar kendini belli ediyor. Savaş ve dövüş
sahnelerinde yine oldukça net ve akan görüntüleri perdeye yansıtmayı başarmış.
Özellikle Achilis’in öne çıkan yeteneklerini çok iyi sunmuş. Helen ile Paris’in
aşkı hikayede baskın olmasına rağmen, başka kahramanların diğer baskın
duygularını da sergilemeden kaçınmamış, dolayısıyla daha geniş bir film
çıkarmayı başarmış.
Çok bilinen oyuncular Brad Pitt, Achilles; Orlando Bloom,
Paris; Diane Kruger ise Helen rollerinde çok başarılı ancak filmin en büyük
performansı Hector rolü ile Eric Bana’dan. Öyle ki Eric Bana’nın sinema
yaşantısında en büyük çıtası Troy filmi ve Hector karakteri. Çok iyi bir oğul,
çok iyi bir abi, çok iyi bir baba, çok yetenekli bir devlet adamı ve mükemmel
bir savaşçı olan Hector tarih kitaplarında çok bilinmese de filmin en öne çıkan
karakteri oldu ve Hector’un sonu da buna paralel olarak izleyici için en acı
veren sonlardan biri oldu.
Troy filminin, Türkiye için de önemli bir yönü var. Zira
daha önce bahsettiğim tarihin en çok bilinen savaşlarından birisi olan Truva
Savaşı bu topraklarda yaşandı. Truva kentinin antik kalıntılarını Çanakkale’de görebilmemiz
mümkün, Truva filmindeki kostümlerin tamamı Türkiye’de üretildi ve Truva filmi
için yapılan devasa Truva atı, yapımcılar tarafından Çanakkale kentine hediye
edildi ve hali hazırda Çanakkale’de sergilenmekte.
· * 9 Ağustos 2018 günü Fazıl Say, Truva Sonatı’nı
Çanakkale’de Çimenlik Kalesi’nde ilk kez seyirciye sundu. Oradaydım. Bugünün
benim için bir başka özel anlamı ise Nuri bilge Ceylan ile kısa da olsa
görüşmem, tebriklerimi ve takdirlerimi sunup, elini sıkmamdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder