Yönetmen : Jim Sheridan
Daniel Day Lewis, Pete Postlethwaite, Emme Thompson
Dram, Otobiyografi, Politika
Gerry Conlon’un otobiyografisine
dayanarak sinemaya uyarlanan In The Name Of The Father, suçsuz oldukları halde hapse atılan İrlandalı
bir baba ile oğlunun amansız hukuk mücadelesini ele alıyor.
“1970’lerde Belfast kaynıyordu. Sokaklarda askerleri görmek tuhaf bir histi. Hepsinin sivil halktan ödü kopuyordu çünkü her biri bir IRA tetikçisi olabilirdi. Ben ise sadece hurda metal çalan sıradan bir hırsızdım. Belfast’ta bu tehlikeli bir meslekti”
Gerry Conlon hayatı pek fazla
önemsemeyen, sırf bu yüzden babası ile pek anlaşamayan İrlandalı bir gençtir. 70’li
yıllarda Gerry Conlon’un yolu Londra’ya düşer. Gerry’nin tek bir derdi vardır; günleri
amaçsızca ve eğlence içerisinde tüketmek. O yıllarda ise İngiltere, IRA ile
amansız bir savaşa girmiştir ve olabildiğince sıkı tedbirlerle IRA’yı
engellemeye çalışmaktadır. IRA da boş durmuyordur.
1974 yılında Londra’da yaşanan bir
patlama(Guilford) sonrasında Gerry Conlon ve arkadaşları gözaltına alınırlar.
Devlete acilen suçlular lazımdır ve suçlular bulunmuştur (!) Bu suçlulardan
birisi de Gerry’nin babasıdır. İnsan haklarının ve hukukun tamamen ayaklar
altına alındığı, delillerin görmezden gelindiği, gözü dönmüş bir sistemin
işlediği mahkeme sürecinde Gerry ve arkadaşları ile beraber babası da
tutuklanır. Ancak yaşlı adamın gücü tükenmiştir. Hapishanede hayatını kaybeder.
Gerry’nin mücadelesini genç avukat
Gareth ayağa kaldırır. Artık dava Gerry
için bambaşka bir anlama gelmiştir. Direnecek, savaşacak, özgürlüğünü alacak ve
hem kendisinin hem de babasının masumiyetini kanıtlayacaktır.
“Ben suçsuzum, babam da suçsuzdu. Hapishanelerinizin birinde öldü. Ne yaparsanız yapın beni incitemezsiniz.”
Jim Sheridan’ın ilmek ilmek ördüğü
bu dramda Daniel Day Lewis ve Pete
Postlethwaite harikulade performanslar sergiliyor. Belfast doğumlu Daniel Day
Lewis, Belfastlı Gerry Conlon’u canlandırırken hem oyunculuk yeteneklerini
fazlasıyla kullanıyor hem de genlerinden gelen
Belfastlıyı ortaya çıkarıyor. Film her anlamda oldukça başarılı bir
film. Jim Sheridan her ne kadar olaya İrlandalı tarafından bakmış olsa da,
İngilizlerle de empati kurmayı unutmamış. Bu tavrını da genç, mücadeleci ve insan
hakları savunucusu avukat Gareth ile
taçlandırmış.
In the Name of The Father’ın beni
cezbeden bir başka özelliği de müzikleri; Hem U2 ile yapılan giriş hem buram
buram İrlanda kokan kapanış müziği… Soundtrack albümü de tekrar tekrar
dinlenesidir. Beni Thin Lizzy’nin “Whiskey in the Jar’ı ile
tanıştırmıştır.
Küçük detayları da es geçmemiş Jim
Sheridan. Gerry’nin hapishanedeki odasının duvarları tam anlamıyla İrlandalı
bir gencin duvarıdır; Futbol, Jimj Hendrixx, Led Zeppelin..
Ve son olarak; Neredesin Charlie
Burke?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder