#199 In The Name of The Father - 1993



Yönetmen : Jim Sheridan
Daniel Day Lewis, Pete Postlethwaite, Emme Thompson
Dram, Otobiyografi, Politika


Gerry Conlon’un otobiyografisine dayanarak sinemaya uyarlanan In The Name Of The Father,  suçsuz oldukları halde hapse atılan İrlandalı bir baba ile oğlunun amansız hukuk mücadelesini ele alıyor.

“1970’lerde Belfast kaynıyordu. Sokaklarda askerleri görmek tuhaf bir histi. Hepsinin sivil halktan ödü kopuyordu çünkü her biri bir IRA tetikçisi olabilirdi.  Ben ise sadece hurda metal çalan sıradan bir hırsızdım. Belfast’ta bu tehlikeli bir meslekti”

Gerry Conlon hayatı pek fazla önemsemeyen, sırf bu yüzden babası ile pek anlaşamayan İrlandalı bir gençtir. 70’li yıllarda Gerry Conlon’un yolu Londra’ya düşer. Gerry’nin tek bir derdi vardır; günleri amaçsızca ve eğlence içerisinde tüketmek. O yıllarda ise İngiltere, IRA ile amansız bir savaşa girmiştir ve olabildiğince sıkı tedbirlerle IRA’yı engellemeye çalışmaktadır. IRA da boş durmuyordur.

1974 yılında Londra’da yaşanan bir patlama(Guilford) sonrasında Gerry Conlon ve arkadaşları gözaltına alınırlar. Devlete acilen suçlular lazımdır ve suçlular bulunmuştur (!) Bu suçlulardan birisi de Gerry’nin babasıdır. İnsan haklarının ve hukukun tamamen ayaklar altına alındığı, delillerin görmezden gelindiği, gözü dönmüş bir sistemin işlediği mahkeme sürecinde Gerry ve arkadaşları ile beraber babası da tutuklanır. Ancak yaşlı adamın gücü tükenmiştir. Hapishanede hayatını kaybeder.
Gerry’nin mücadelesini genç avukat Gareth ayağa kaldırır.  Artık dava Gerry için bambaşka bir anlama gelmiştir. Direnecek, savaşacak, özgürlüğünü alacak ve hem kendisinin hem de babasının masumiyetini kanıtlayacaktır.



“Ben suçsuzum, babam da suçsuzdu. Hapishanelerinizin birinde öldü. Ne yaparsanız yapın beni incitemezsiniz.”

Jim Sheridan’ın ilmek ilmek ördüğü bu dramda Daniel Day Lewis ve Pete Postlethwaite harikulade performanslar sergiliyor. Belfast doğumlu Daniel Day Lewis, Belfastlı Gerry Conlon’u canlandırırken hem oyunculuk yeteneklerini fazlasıyla kullanıyor hem de genlerinden gelen  Belfastlıyı ortaya çıkarıyor. Film her anlamda oldukça başarılı bir film. Jim Sheridan her ne kadar olaya İrlandalı tarafından bakmış olsa da, İngilizlerle de empati kurmayı unutmamış.  Bu tavrını da genç, mücadeleci ve insan hakları savunucusu  avukat Gareth ile taçlandırmış.


In the Name of The Father’ın beni cezbeden bir başka özelliği de müzikleri; Hem U2 ile yapılan giriş hem buram buram İrlanda kokan kapanış müziği… Soundtrack albümü de tekrar tekrar dinlenesidir. Beni Thin Lizzy’nin “Whiskey in the Jar’ı ile tanıştırmıştır. 

Küçük detayları da es geçmemiş Jim Sheridan. Gerry’nin hapishanedeki odasının duvarları tam anlamıyla İrlandalı bir gencin duvarıdır; Futbol, Jimj Hendrixx, Led Zeppelin..

Ve son olarak; Neredesin Charlie Burke?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder