#539 Do-ga-ni | Silenced – 2011



Yönetmen : Dong-Hyunk Kwank
Yoo Gong, Yu-mi Jeong, Hyen-soo Kim
Dram


“Mücadele etmemizin sebebi dünyayı değiştirmek için değil, dünyanın bizi değiştirmesine izin vermemek için”


2005 yılında Kore’de yaşanmış gerçek bir olayı anlatan film, kötülük ve çaresizliğin savaşını anlatırken, adalet sistemini de yerden yere vuruyor. Sağır ve dilsizler okulunda yeni göreve başlayan bir öğretmen, okuldaki çocuklara tecavüz edildiğini ve şiddet uygulandığını anlar. O dakikadan sonra yapacak tek bir şeyi kalmıştır. Çocukları korumak ve kötülerin “adalet” karşısında cezasını çekmesi için savaşmak.

Bir avuç insan, kötülüğün organize hale geldiği bir düzenle başa çıkmak zorundadır. Karşılarında bürokrasi, para ağı ve gücünü güçsüzü ezmek için kullanan bir hukuk düzeni vardır.



Filmi izlediğinizde Türkiye’ye dair de çok şey bulacaksınız. Çok benzer şeyler yaşadı bu ülke de. Acısı henüz taze. Anlaşılan o ki, kötülüğün ırkı, rengi ve ülkesi yok. 

Film göstere göstere o kadar vuruyor ki sisteme, topluma, adalet işleyişine... Siz de dayak yemişe dönüyorsunuz adeta. Canınız yanıyor.

Filmde bazı sahneler ağlamanıza neden olacak kadar sert. Sarsıyor izleyiciyi film. Serseme döndürüyor. Haberlerde okuduğunuz aşağılık suçları canlandırıyor bir yandan da. Yanıbaşımızda başka hangi kötülüklere maruz kalıyor acaba çocuklar? Ne yapabiliyoruz?




Kore sineması gerçekçi, sert ve acımasız. Gerektiği yerde düzene, düzeni oluşturan bürokrasiye, bürokrasiyi büyük çıkarları için kullanan büyük insanlara(!), bürokrasiden korkan küçük çıkarlı küçük insanlara (!) hukuk sistemine, hukuk sistemini kuşa çeviren hukuk insanlarına vurmaktan hiç korkmuyor. Sinemanın ve sanatın gücünü olanca haşmetiyle toplum için kullanıyor. Bireysel filmler yanında toplumsal filmlerle gücüne güç katıyor.

Do-ga-ni oldukça toplumsal bir film. Çocuklar, öğretmenler, aileler, şehir, hukuk adamları üzerinden bir toplumsal tasvir üretiyor. Kötülüğün sosyolojik yapının bir ürünü olabileceğini ya da en azından sosyolojik yapının izin verdiği ölçüde kötülüğün ortaya çıkabileceğini gösteriyor.

Yönetmen Dong-Hyun Kwank anlattığı hikayenin korkunçluğunun farkında. O yüzden son derece dikkatli. Göstermesi gerektiği kadarını gösteriyor. Asla aşırıya kaçmıyor. Hikayesinin atmosferi ile filmin atmosferini tam tamına ayarlıyor. Son yılların gözde genç oyuncusu, aşina olduğumuz donuk suratıyla Yoo Gong filmin başrolünde. Filmdeki karakteri ile oyunculuğu çok iyi uyuşmuş.

  
“Eskiden anne ve babamla sahile gelirdim, sağır olmadan önce... O zamanlar, dalgaların kıyıya vurma sesini duyardım. Ama şimdi çok sessiz…Dünyadaki en iyi ve en güzel şeyler, görülemez hatta dokunulamaz bile, kalpten hissedilmeleri gerekir. Bu Helen Keller'in bir sözü ve benim en sevdiğim söz.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder