Yönetmen : Dong-Hyunk Kwank
Yoo Gong, Yu-mi Jeong, Hyen-soo Kim
Dram
“Mücadele etmemizin sebebi dünyayı değiştirmek için değil, dünyanın bizi değiştirmesine izin vermemek için”
2005 yılında Kore’de yaşanmış gerçek bir olayı anlatan
film, kötülük ve çaresizliğin savaşını anlatırken, adalet sistemini de yerden
yere vuruyor. Sağır ve dilsizler okulunda yeni göreve başlayan bir öğretmen,
okuldaki çocuklara tecavüz edildiğini ve şiddet uygulandığını anlar. O
dakikadan sonra yapacak tek bir şeyi kalmıştır. Çocukları korumak ve kötülerin
“adalet” karşısında cezasını çekmesi için savaşmak.
Bir avuç insan, kötülüğün organize hale geldiği bir
düzenle başa çıkmak zorundadır. Karşılarında bürokrasi, para ağı ve gücünü
güçsüzü ezmek için kullanan bir hukuk düzeni vardır.
Filmi izlediğinizde Türkiye’ye dair de çok şey
bulacaksınız. Çok benzer şeyler yaşadı bu ülke de. Acısı henüz taze. Anlaşılan
o ki, kötülüğün ırkı, rengi ve ülkesi yok.
Film göstere göstere o kadar vuruyor ki sisteme,
topluma, adalet işleyişine... Siz de dayak yemişe dönüyorsunuz adeta. Canınız
yanıyor.
Filmde bazı sahneler ağlamanıza neden olacak kadar
sert. Sarsıyor izleyiciyi film. Serseme döndürüyor. Haberlerde okuduğunuz
aşağılık suçları canlandırıyor bir yandan da. Yanıbaşımızda başka hangi
kötülüklere maruz kalıyor acaba çocuklar? Ne yapabiliyoruz?
Kore sineması gerçekçi, sert ve acımasız. Gerektiği
yerde düzene, düzeni oluşturan bürokrasiye, bürokrasiyi büyük çıkarları için
kullanan büyük insanlara(!), bürokrasiden korkan küçük çıkarlı küçük insanlara
(!) hukuk sistemine, hukuk sistemini kuşa çeviren hukuk insanlarına vurmaktan
hiç korkmuyor. Sinemanın ve sanatın gücünü olanca haşmetiyle toplum için
kullanıyor. Bireysel filmler yanında toplumsal filmlerle gücüne güç katıyor.
Do-ga-ni oldukça toplumsal bir film. Çocuklar,
öğretmenler, aileler, şehir, hukuk adamları üzerinden bir toplumsal tasvir
üretiyor. Kötülüğün sosyolojik yapının bir ürünü olabileceğini ya da en azından
sosyolojik yapının izin verdiği ölçüde kötülüğün ortaya çıkabileceğini
gösteriyor.
Yönetmen Dong-Hyun Kwank anlattığı hikayenin
korkunçluğunun farkında. O yüzden son derece dikkatli. Göstermesi gerektiği
kadarını gösteriyor. Asla aşırıya kaçmıyor. Hikayesinin atmosferi ile filmin
atmosferini tam tamına ayarlıyor. Son yılların gözde genç oyuncusu, aşina
olduğumuz donuk suratıyla Yoo Gong filmin başrolünde. Filmdeki karakteri ile
oyunculuğu çok iyi uyuşmuş.
“Eskiden anne ve babamla sahile gelirdim, sağır olmadan önce... O zamanlar, dalgaların kıyıya vurma sesini duyardım. Ama şimdi çok sessiz…Dünyadaki en iyi ve en güzel şeyler, görülemez hatta dokunulamaz bile, kalpten hissedilmeleri gerekir. Bu Helen Keller'in bir sözü ve benim en sevdiğim söz.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder