Yönetmen : Cyrus Nowtasteh
Shohreh Agdashloo, Mozhan Marno, Jim Caviezel, Navid Negahban
Film içeriği ile ilgili ilk
mesajının 14. yüzyılın önemli şairlerinden Hafız-ı Şirazi'nin mısraları ile
veriyor.
Bir komplonun toplumsal histeriyi
çıldırtması üzerine, çocuklarından başka kimseyi düşünmeyene masum Soraya'nın,
dinsel ve geleneksel bahanelerle idama götürülüşünü izlerken, çaresizliğin
bazen ne kadar da yanıbaşımızda olduğunu da kavrıyorsunuz. Film ilerledikçe
sizin de içinize bir kasvet çöküyor, öfkeleniyor ve hüzünleniyorsunuz. Mutsuz
ve acı sonla biten en vurucu filmlerin başında geliyor The Stoning of Soraya M.
Bazı yorumlarda film islam düşmanı
bir film olarak gösterilmiş. Bu yorumlara katılmak mümkün değil. Zira bu filmde
acımasızlığın merkezine oturan insan. Kendine göre kanunlar uyduran insan,
kanunları kendi lehine göre eğip büken insan... Yalan söyleyen insan, tehdit
eden insan, isteyen ve istediği için her türlü ahlaksızlığı doğru gören insan.
Tıpkı Nicholas Hytner'in "The Crucible"si gibi.
Olmayın riyakarlık edenlerden,
Bir yanda yüksek sesle Kur'an'ı
dillendirirken
Öte yanda ahlaksızlığını
sakladığını zannedenlerden
Filmde Zehra'nın, idama götürülüşü
öncesi Soraya'nın saçlarını tararken söylediği bir ezgi var ki, olduğunuz yere
sizi çiviliyor. Uzun süredir bu kadar dolu gözlerle takılı kaldığımı
hatırlamıyorum. Filmde çok önemli repliklerden birisi de "Bu dünya
erkeklerin"! Aslında bu dünya "kötülerin"!
Film gerçek bir hikayenin bir roman
uyarlaması. Filmin sonunda bu konu ile ilgili de bilgiler veriliyor.
"Fransız asıllı İranlı yazar
Freidoune Sahebjam, Süreyya'nın Recm Edilişi romanının yayınladığında,
İran'daki recm ve kadın hakları sıkıntıları üzerine dikkati çekerek, en çok
satanlar listesine girmiştir. Resmi kaynaklarca inkar edilse de çoğu kadından
oluşan sayısız insan, dünyanın dört bir yanında halen recm edilerek
öldürülmektedir."
Soraya'nın 9 yaşında hali.
Soraya'nın çekilmiş tek resmi.
İşte o sahne, o ezgi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder