Yönetmen : Sidney Lumet
Henry Fonda, Lee J. Cobb, Martin Balsam
Reginald Rose’un senaryosunu yazıp yapımcılığını üstlendiği,
Sidney Lumet’in yönetmen koltuğuna oturduğu, Henry Fonda’nın başrol oynadığı
1957 yapımı 12 Angry Men – 12 Kızgın Adam -
sinema izleyicisi için ilk başta kötü ve çekilmez bir alternatif gibi
görülebilir. Zira filmin nerdeyse tamamı vantilatörü bile çalışmayan bir juri
odasında geçiyor ve film bitene kadar karşılıklı diyaloglardan başka hiçbir
heyecan emaresine rastlayamıyorsunuz.
Bunun yanında sinema izleyicisi filmin sonunu en başta
olmasa bile film ilerledikçe büyük oranda tahmin edebiliyor. Peki nasıl oluyor
da ilk aşamada olumsuz özellikler olarak ortaya çıkan bu durumlar, pek
çoklarına göre muhteşem bir filmi tamamlayıcı parçalar olarak kendilerine yer buluyorlar?
Hikayenin akışı ve sordurduğu sorular izleyiciyi bir anda 13. Jüri üyesi yapıyor. Her sorulan soruya bir cevap ve her verilen cevaba bir soru sormak zorunda hissediyor kendini izleyici. Bu bakımdan iyi bir filmin olmazsa olmazı olan “hikaye” tam anlamıyla “içine çeken” türden.
İşin kısası şu ki, yönetmen, hikaye ve oyunculuk bakımından tam bir takım çalışmaşı sonucu ortaya çıkan sinemanın sanat eserlerinden birisi olan 12 Angry Men, yıllar geçmesine rağmen aldığı övgülerin hakkını fazlasıyla veriyor.
Filmografi açısından filmin en büyük hüneri; dar ve sıkışık odada 12 adamın kontrolünü ve anlatımını, sıkmadan ve tam zamanında ve tam yerinde sağlayan kamera. Bu hünerin yaratıcısının yönetmen Sidney Lumet olduğu açıkca söylenmeli.
Oyunculukların bir çoğunun karakter tahlillerinin çok iyi yapılmış olması, film öncesi çalışmalarının sıkı bir elekten geçirilmiş olduğunun kanıtı. Oyuncular da rollerinin hakkını fazlasıyla vermekteler.
İşin kısası şu ki, yönetmen, hikaye ve oyunculuk bakımından tam bir takım çalışmaşı sonucu ortaya çıkan sinemanın sanat eserlerinden birisi olan 12 Angry Men, yıllar geçmesine rağmen aldığı övgülerin hakkını fazlasıyla veriyor.
Oscar Ödüllerine 3 dalda aday gösterilen ama hiçbir dalda
heykelciği kapamayan filmin 1957 yılı Berlin Film Festivali’nde, En iyi
yönetmen ve 1958 yılında BAFTA Ödülleri’nde, En iyi erkek oyuncu ödüllerini aldığını da hatırlatalım ve yazımızı filmin vurucu
repliklerinden birisi ile tamamlayalım.
Gerçek sahiden ne bilmiyorum. Kimsenin gerçekten bilebileceğini de zannetmiyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder